3 Ekim 2011 Pazartesi

Üstad 'ın CeyLn Ağabey 'e TavSiyeLeri

NUR DERSİNDEN TESBİT EDİLEN NOTLAR

1-İktisada tam riayet et.
2-Nazar-ı dikkati kendine celbetme. Hevesatına uyma.
3-Herkese açılma. Avam-ı nasın imanını kurtarma vazifesini şefkatkârane yükleneceğiz. Risale-i Nur 'la ilgili herşeye sahip çıkacağız. Bu dava benim, Sözleri ben yazdım anlayışına sahip olacağız. Hizmet-i nuriyeyi hayatımızın birinci vazifesi bileceğiz.Risale-i Nur vazife-i fıtratım.Risale-i Nur gaye-i hilkatim.
Risale-i Nur sebebi saadetim.

Bir nur talebesini makam-ı sıddıkiyete götüren iki yol vardır:
1-Sadakat
2-Fedakârlık

İhlâs kelimelerin ruhu manevisidir. İhlâs olmadığı zaman, kelimeler eğitim mermisi gibi hedefi bulsa da tesir etmez. İhlâs olmayınca attığın fikir mermileri hedefi bulamıyor tesirsiz kalıyor.
Bir nur talebesinin manevi dengesi onun hizmetidir. Ne nisbette hizmet edersek, o nisbette dengedeyiz demektir.
Allah bizi dava-yı Kuraniye 'de büyütsün, yürütsün, çürütsün. Âmin

Bizim hizmetimizde ihtilafların çok önemli sebeplerinden birisi de denkliktir. Aynı seviyedeki kardeşler arasında ihtilaflar olabilir. Bu durumda ikisinden birinin fedakârlık yapıp diğerine inkiyad etmesi lazımdır. Böyle yapan bir nur talebesini melekler bile alkışlar.Mesele, Risale-i Nur 'daki hakikatları ezberlemek, malumat sahibi olmak değil, mesele; o hakikatları yaşayabilmektir. Diş merhemi göze sürülmez. Bir söz dermandır ama kimisine iyi gelir kimisine kötü gelir. Hakikatları yerli yerinde kullanmalıyız.Risale-i Nur 'da merhaleler vardır. Bunlar:

1- Şevk devresi: Ruhun hakikatları kapmasıyla olur.
2- Muhabbet devresi: Risale-i Nur kalpte mekân tutar. Bu devrede tehlike yoktur. Evinde tavuk pişer, fakat o medresede çorbaya koşar. Evinde kuş tüyü yatak vardır o dershanenin kırpıntı yatağına gelir.
3- Sebat Devresi: Tehlikeli olan devredir. Ülfetle kırılarak zuhur eder. Enaniyet ve süfli arzular çok olur. Bu devre sebat etmekle geçirilmelidir. Gaye en az zayiatla bu dönemi atlatmaktır. İrtibat azalır, içtimai meseleler aklını kurcalar. Sebat günahlardan çekinmek ve Risale-i Nur’un kutsiyetine inançla olur.
4- Sadakat Devri: En son merhaledir. Arabistan’da Kutbu Azamda çıksa ona ittiba etmez. Risale-i Nura koşar
5- Sıddıkiyet Makamı: Niyet ve nazar ile olur.


Hizmette başarılı olmak için:Anlatılan hakikatın muhatabın kalbine yerleşmesinin iki sebebi vardır.
1. Sebeb-i zahiri
2. Sebeb-i manevi.

Sebebi zahirinin bazı şartları vardır:
1. Fiziki yapı: Tebliğin sureten müessiriyetine tesir eden faktörlerden birisi simanın güzelliği (Saç sakal birbirine karışmış olmamalı.)
2. Libas: Giyiniştir. Bir insan bir muhitte giyinişiyle karşılanır. Fikirleriyle ağırlanır. Üstadımız onun için kravat takın demiş.
3. Yaş
4. Şahsiyet
5. Fiziki yapı, endam.
6. Lisan hâkimiyeti. Müdellel konuşmak, terkip kabiliyeti, cümle kurma, mantıki ilmi konuşmak, beliğ ve fasih konuşmak. Bunun için de ilim şarttır.

Sebebi manevi (hakiki) sebepleri şöyledir:

1. İHLÂS: İvazsız sırf rıza-i İlahi için konuşmak.
2. FENA: Hakikatte fena olmak. Nefsini ıslah edemeyen başkasını ıslah edemez. Öncenefsini öldür ki, nefisleri öldüresin. Anlattın anlattın tesir etmedi, diyeceksin ki ihlâssız anlatmışım. Manen kirliyim.
3. SALAHAT: Takva sahibi oldukça sözün müessiriyeti artar. Fakat takva azaldıkça lafızlar kalpten çıkmaz, ıslatsa ıslatsa dili ıslatır. Kalpten gelmez. Onun için manevi hayatın temizliği, tahir olması şarttır.Nefs-i emmare yavaş yavaş, aldata aldata kendine uyduruyor. Elli sene evvelki dede kabirden çıkıp şimdikileri görse kâfir der. Bu insanlar bu hale nasıl geldi?....Yavaş,yavaş.Kardeşlerimizin hatalarını bir doktorun hastasını tedavi ettiği gibi ikaz edeceğiz. İtina ile kavl-i leyyin ile ikaz edeceğiz. Ayrıca lisan-ı hal lisan-ı kalden üstündür ve tesirlidir.

Anlamak iki çeşittir:
1. İbareyi anlamak,
 2. Hakikatını anlamak. 

Uhuvvet risalesini okuduğu halde dövüşen adam ibareyi anlamıştır. Hakikatını anlamamıştır. Çünkü hakikatını anlayan insan kardeşiyle dövüşmez.Kardeşin seni tahkir ettiği halde sen ona muhabbet gösterebiliyorsan, işte o zaman sırr-ı uhuvvet tezahür eder.Bütün peygamberlerin, evliyaların, kutupların yolu ihlâs yoludur.

Bir tezgâhtar dükkâna gelen müşteriye iltifat ediyor. Gururu, enaniyeti terk ediyor.
Dünyevi işlerde bu gerekiyorsa, uhrevi hizmetlerde çok daha fazlası lazımdır.Risale-i Nurun yolu sırrı ihlastır, kulluktur. Bu hakikatları en başta iç dünyamızı mamur etmek için kullanacağız. İçimizdeki putları kırmak için kullanacağız.

Az değiliz. Az olduğumuza üzülmeyeceğiz. Çünkü kâinat kuruldu kurulalı bu böyledir. Cemadat fazla, nebatat az; nebatat fazla, hayvanat az; hayvanat fazla, insanlar az; kafirler fazla, müslimler az; amiler fazla, veliler az; veliler fazla, asfiyalar az; asfiyalar fazla, enbiyalar az.

Üstad lahikaların satırları ile sadık nur talebelerinin vasıflarını çiziyor (modelini). İşte o modele kavuşamayan, maksada vasıl olamaz.Her nur talebesine manevi müzaheret vardır. İlk intikal devresinde manen hep müzaheret var. Tutuşma devresinden sonra, şevk derecesine giriyor. 30 yaşına doğru o müzaheret kesiliyor. Artık kendi ceht ve gayreti ile ilerliyor. Müzaheret devam ederken kendimizi iyi yetiştirmemiz elzemdir.

Bu kutsî hizmette durmak, düşmek demektir. Durmadan, yılmadan hizmet, daima hizmet.
Fedainin feda edemeyeceği hiçbir şeyi yoktur. Üstad “Biz muhabbet fedaileriyiz” diyor. Öyle ise muhabbet için feda edemeyeceğimiz hiçbir şeyimiz olmamalı. (Şerefimiz, haysiyetimiz, enaniyetimiz vs..)
Lillah için muhabbette nefsin menfaatin hiçbir faydası yoktur. Karşılık beklenmez.Hizmet Allah rızasıdır, o ruh yok ise, hizmette yoktur.
Risale-i Nur 'a köle gibi makamsız hizmet eden, manevi makamatın en müntehası olan sıddıkiyete vasıl olur. Bu ise tam mahviyetle olur.

Niye biz Risale-i Nurun sarhoşu olamıyoruz? Çünkü içmiyoruz.
Sarhoş sıhhati pahasına alkolik oluyor. Biz de nurkolik olmalıyız. Nuru içip içip sızmalıyız. Neticede ebedi bir sıhhat ve saadet kazanacağız.Risale-i Nur hizmeti hem cihaddır, hem ubudiyettir. Bu ikisini de beraber götürmemiz lazımdır.Risale-i Nur’da yol almak kat-ı meratip fedakârlıktan geçer. Her Nur talebesi manen yağmur gibidir. Rahmetin yağdığı topraklar cennete döner. Nur talebesinin vazifesi yağmur gibi gittiği yere rahmet hakikat götürmek, etrafı aydınlatmaktır.Bir Nur talebesi şuuri olsun olmasın davaya karşı lakayd kalsa -Allah korusun- zamanla davaya adavet etmeye başlıyor hem de manen helak olur.Ene: Bir atomda nihayetsiz enerji var. Fakat bu, atomun kışrı parçalanmadan o enerji açığa çıkmıyor. İnsanda nihayetsiz muhabbet istidadı var. Fakat ene kışrını, kabuğunu parçalamadan o muhabbet kalbe yerleşemiyor. Bu muhabbet Cenab-ı Allah’ın isim ve sıfatlarına olmalıdır. Nefsin arzuları muhabbeti tatmin etmez.Nur talebeleri herkesin dostu. Çünkü Allah’ı öğrenmeye ve öğretmeye çalışıyorlar. Allah da onları seviyor. O muhabbet sayesinde dünya ayakta. Çünkü muhabbet kâinatın sebeb-i vücudu, rabıtası, nuru ve hayatıdır. Allah’ın dünyada sevdikleri kaldığı müddetçe kıyamet kopmayacak.Nur talebeleri istikbalde kemal-i şa’şaa ile tezahür edecek olan İslamiyet sefinesinin omurgasıdır. Bu asrın fırtınası manen Nuh (A.S) ın zamanındaki fırtınadan daha tehlikelidir.Risale-i Nurun mayasında acelecilik yoktur. Bizim meşrebimiz tefekkür meşrebi, tefekkürde nasıl acelecilik olsun?


İnsanları riyaya sevk eden sebebler şunlardır:

1- Za’f-ı iman.
 2- Hırs ve tama.
3- Hırs-ı şöhrettir.

Nefis harici alemde vücud giyse yahudiye benzer. Çünkü yahudi menfaatperesttir.
Konuşmanın temel hammaddesi okumaktır.Tarih insanın idrakini, edebiyat nükte ve mizacını, matematik dikkatini, dini eserler fikir ve ruh derinliğini artırır.Hastanın başında yaygaracı kadınlar gibi ağlamak hüner değildir. Sessizce gidip doktor çağırmak hünerdir. İlaç yetiştirmek hünerdir. Biz de cemiyetteki hastalıkların temelinde iman zaafiyeti olduğu teşhisini koymuşuz ve Kur’an eczahanesinden Risale-i Nur ilaçlarını hasta insanlara taşıyoruz.Üstad “said tam toprak olmak elzemdir. Ta ki Risale-i Nuru bulandırmasın.” diyor. Bu kaziyye mucibince tam toprak olmayanlar Risale-i Nur’u bulandırırlar.Akıl başka iman başkadır. Öyle akıllılar var ki, cehenneme gitmek için birbirleriyle yarışıyorlar.Öyle hareket edeceksin ki kardeşini kıskandırmayacaksın. Bunun çaresi de, sen başkasını kıskanmayacaksın ki, başkası seni kıskanmasın.Bazı taşlar sahtedir. Fakat çok parlar. Yanında elmas sönük kalır. İşte hakiki Nur talebesi, elmas gibi olmalıdır.Bir alimin sohbeti yaralı kalpleri tedavi eder. Fakat bir arifin sohbeti ölmüş kalpleri diriltir. Risale-i Nur’un sohbeti sohbet-i arifindir.Hakiki mürşid Risale-i Nur’dur. Ağabeyler ise muavin ve muzahirdirler.

Kardeşlerimizi niçin tenkit etmeyeceğiz? Kardeşimiz zaten şeytanla mücahede içinde, nefis içerden, şeytan dışardan kardeşimize hücum ediyorlar. Birde biz hücum edersek, o hücumumuz şeytan hesabına geçer.Hizmet Allah rızasıdır, o ruh yok ise hizmette yoktur. İhlasa mani olan önemli bir şey yok. İhlasa mani olan önemsiz şeylerdir. Lüzumsuz, zararlı, kederli, hodfuruşane, sakil, riyakârane bazı hissiyat-ı süfliyedir.

Not: Yukarıda zikredilen hususlar bir nur dersinden tespit edilmiş bazı notlardır. Allah bizleri okuduğunu anlayan, anladığını hazmeden, hazmettiğini yaşayan kullarından eylesin. Amin…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder