3 Ekim 2011 Pazartesi

İLmi HadiSLer

Bismihi Sûbhanehu

Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri üçüncü defa girdiği Afyon medrese-i Yusufiyesinde şu gelen otuz üç ehadisi şerifeyi kendi evrad defterinde yazmış, bilahare bazı nur talebeleri de kendi defterlerinde kaydetmişler. Bunların bazılarını Üstadımız kendi kalemi ile tashih edip bazı Arabi ve Türki haşiyeler ilave etmişti.Risale-i Nur’un talebe-i ulum şerefini kazandıran ve ilim içinde hakikate bir yol açan mesleğini bu hadis-i şerifler beyan etmektedirler. Bu hakikati ifade için merhum, mualla Üstadımız, Emirdağ 1 sf.90 da “Ehl-i velayetin amel ve ibadet ve süluk ve riyazet ile gördüğü hakikatler ve perdeler arkasında müşahede ettiği hakaik-ı imaniye, aynen onlar gibi Risale-i Nur; İbadet yerinde ilim içinde hakikate bir yol açmış. Süluk ve evrad yerinde mantıkî bürhanlarla ilmi hüccetler içinde hakikat-ül hakaika yol açmış; ve ilm-i tasavvuf ve tarikat yerinde doğrudan doğruya ilm-i kelam içinde ve ilm-i akide ve usulüd din içinde bir velayet-i kübra yolunu açmış ki bu asrın hakikat ve tarikat cereyanlarına galebe çalan felsefi dalaletlere galebe ediyor” diye beyan buyurmuşlardır.
Mustafa Sungur


1- İlmi öğreniniz. Çünkü onun öğrenilmesi Allah’a karşı haşyettir. Talebi ibadettir. Müzakeresi tesbihtir. Ondan bahis ise cihattır.
2- Bir âlimin yatağına yaslanarak ilmine (kitabına) bir saat bakması yetmiş saat ibadetten hayırlıdır.
3- İlmin talibi (talebesi) Rahman’ın talibidir. İlmin talibcisi İslam’ın rüknüdür. Onun ecr ü mükafatı peygamberlerle beraber verilir.
4- İlim talep etmek Allah’ın katında nafile namaz, oruç, haçtan ve fisebilillah olan cihattan efdaldir.
5- İlminden menfaat görülen bir alim, bin abiden hayırlıdır.
6- Din ile dünyayı talep edenlere veyl olsun.
7- Bir âdemin bir hikmet kelimesini işitmesi, duyması bazen olur ki; ona bir sene ibadetten hayırlı olur. Ve bir saat ilim müzakeresi yanında oturmak, bir köle azad etmekten daha hayırlıdır.”
8- Cenab-ı Hak bir âdemi senin elinle (vasıtanla) hidayete getirmesi, güneşin üzerine doğduğu her şeyden daha çok sana hayırlıdır.
9- Cenab-ı Allah şu ümmetin üstünde hem deccalın kılıcını, hem de büyük harbin kılıcını beraber cem etmeyecektir. (Mülaheme-i Kübra olan ikinci harbi umumi âlem-i İslamı hırpalamadığı işaretiyle İslamlar içinde bir deccal Âlem-i İslamı başka bir surette hırpalayacak.)
10- Hilafet-i İslamiyye babamın kardeşi amcam Abbas’ın oğullarından zail olmayacak; ta onu deccala teslim edinceye kadar.
11- Ulemanın mürekkebiyle, şüheda kanı muvazene edilse, muhakkak ki Allah yanında ulemanın mürekkebi, şühedanın kanından racih gelecektir.
12- Şedit, kuvvetli, kahraman o değildir ki; insanları mağlup etsin. Belki kahraman odur ki; gadap ve hiddet anında nefsini mağlup eder.
13- Bir Müslüman bir müslüman kardeşine bir hediye ihda etmesi; onun hidayetini artırıp kötülüklerden alıkoyan bir hikmet kelimesinden daha hayırlı değil.
14- Halk-ı Âdemden (a.s.) ta kıyamete kadar Âlem-i İnsaniyet arasında deccal hadisesinden daha büyük bir umur, bir mesele yoktur.
15- Bir ilim talebesi ilim tahsil ederken eceli gelse, vefat etse onun derecesi ile enbiya derecesi arasında bir peygamberlik mertebesi kalır.
16- Kim ki; ilimden (yani ilm-i imanî ve tahkikîden) bir bab, bir mes’ele taallüm ederse; onunla amel etsin, etmesin bin rekat nafile namazdan efdaldir. Eğer öğrenmekle beraber amel de ederse yahut onu başkasına öğretirse o zaman ta kıyamete kadar onun o büyük sevabı ve onunla amel edenin sevabı onun olacaktır.
17- Kim ki, İslamı ihya etmek niyetiyle ilimden bir bab tahsil ederse onun derecesiyle peygamberlik derecesi arasında yalnız bir derece kalmış olur.
18- Bir mü’minde dört şey, dört ahlak içtima ettiği zaman Cenab-ı hak, o dört ahlakiyle ona Cenneti vacip etmiş olur;

            1- Lisanında Sıdk “doğruluk yani yalan söylememek.”
            2- Malda seha ”yani cömertlik”
            3- Kalpte meveddet, sevgi.
            4- Hazırda ve gaybda olanlara nasihat etmek.

19- Kâhinlerden birisi (*) gelecek Kur’an’ı (Kur’an’ın hakikatlarını) öyle bir tarzda ders verecektir ki; ondan sonra onun gibi o ders ve talimi veren olmayacaktır.(*) Kâhin: Hadisin metnindeki kâhinden murat, Allah-u a’lem ilhama mazhar, gaybî umuru veyahut gizli kalmış esrarı veyahut mestur olan hakaik-ı Kur’aniyeyi ilham-ı İlahi ile ders verecek birisi demektir. Bu ise gaybî ve istikbalî bir işaret bir ihbarı Nebevîdir.
20- Bir ilim talebesi , ilim tahsil etmekte iken ölüm ve ecel gelse vefat etse şehittir.
21- İlmin efdali iman ilmidir. Bu ilim ile az olan amel; ilim ile olduğu için menfaat verir. Fakat çok amel cehil ile olsa menfaatsizdir.
22- Kur’anın hamelelerine ikram, hürmet ediniz. (Kur’anın hameleleri ise ya Kur’anı hıfz edenlerdir veyahut Kur’anın hakikatlerını yaşayanlardır.)
23- Ulemaya hürmet ediniz, ikram ediniz. Çünkü ulema peygamberlerin varisidir.
24- Cenab-ı Allah (c.c.) mü’min kulunu tecrübe ve imtihan için musibet ve belaya giriftar eder. Fakat onun bu iptila ve denemesi o mü’min kulunun üstünde keramet ve ikramını izhar içindir.
25- Said; fitnelerden uzak kalmış kimse, musibet ve fitneye giriftar olduğu halde sabır eden kimsedir. Böyle adam ise çok garip, pek nadirdir.
26- Muhakkak fitne gelmektedir. İbadı (insanları) parça parça edecektir. Ancak âlimler ondan kurtulurlar.
27- Ahir zamanda şiddetli ve dehşetli bir bela gelecek herkese isabet edecek, ondan kurtulan olmaz. Ancak Allah’ın dinini bilen ve ona göre lisaniyle ve kalbiyle mücahede eden bir adam kurtulacak. O ise ona geçmişlerin mesleği sebkat etmiştir. Bir de Allah’ın dinini bilip tasdik eden birisi kurtulacak.
28- Beni Âdemin en cömerti, en kerimi ve en sahîsi benim. Benden sonra onların en kerimi en cevadı ise bir recul bir âdemdir ki; o âdem (hususi) bir ilim bilecek ve o ilmini neşir edecektir. Kıyamet gününde müstakilen bir cemaat halinde ba’s olunacaktır.
29- Kur’anı öğrenen ve öğreten, içindeki hakaikini ders veren, bilmiş olsunlar ki; kıyamet gününde onların cennete girmelerine saik ve delil ben olacağım.
30- Sakın bid’atlara yanaşmayınız. Çünkü bütün bid’atlar dalalettir. Bu dalaletler de cehenneme dayanacaklardır.
31- Bizden gayrısına kendisini benzeten bizden değildir. Sakın yahudi ve hristiyanlara kendinizi benzetmeyiniz.
32- Cihadın en efdali odur ki; eğri yola olup, Hakka karşı mümanaat gösteren en cebbar hükümdarlara, kumandanlara karşı hak söz söyleyendir.
33- Cihadın en faziletlisi kişinin kendi nefsi ve hevasına karşı mücahede etmesidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder